Geçen yıl artan jeopolitik riskler ve küresel ekonomide belirsizliklerin devam etmesi güvenli liman varlıklardan olan altına talebi artırdı. 2024 yılında 2 bin 790 dolarla tarihi zirvesini gören altının ons fiyatı, yılı yüzde 27,2 artışla 2 bin 623 dolar ile kapattı. 2025 yılında ise ABD Merkez Bankası'nın atacağı adımların altının seyri üzerinde etkili olması bekleniyor.
Dünya Altın Konseyi'nin raporuna göre, merkez bankalarının alımları, tüketici talebindeki yavaşlamayı dengeledi. Asya bölgesindeki yatırımcıların altına olan ilgisi devam ederken, zayıflayan dolar endeksi de diğer bölgelerdeki yatırımcıları altına çekti. Altın, piyasa dalgalanmaları ve jeopolitik risklere karşı koruma aracı olarak önemli bir rol oynamaktadır.
HSBC Portföy Başekonomisti İbrahim Aksoy, ABD'de çekirdek enflasyondaki düşüşün yerini yatay bir seyire bıraktığını belirtti. Fed’in aralık projeksiyonlarında 2025 için daha az faiz indirimi öngörmesi, ons altın için aşağı yönde risk yaratmaktadır. ABD'de enflasyonun yüksek seyredebilme ihtimali, altın üzerinde belirgin bir yükseliş etkisi yaratmayabilir.
Aksoy, ABD'nin bütçe açığının aşırı seviyelere ulaşması durumunda altının dolara alternatif olarak güvenli liman konumunda ön plana çıkabileceğini vurguladı. Ayrıca, ABD tarafından Çin'e yüksek gümrük vergileri uygulanması durumunda, Çin’in rezervlerinde altın varlığını artırma adımı atabileceği ifade edildi. Bu durum, ons altın fiyatını olumlu etkileyebilir.
Yatırım Finansman Başekenomisti Erol Gürcan, 2025 yılında altın fiyatlarının ana eğiliminin yukarı yönlü kalabileceğini ancak bu durumun kısmen fiyatlara yansıdığını ifade etti. Kısa vadede kar satış hareketlerinin görülebileceği öngörülmektedir. Fed'in faiz indirim döngüsüne girmesi, sabit getirili dolar cinsi varlıkların cazibesinin azalmasına yol açabilir.
Gürcan, altın ve emtia fiyatlarının dolar cinsinden fiyatlanması nedeniyle Fed'in faiz indirimlerinin doların değerini düşürebileceğine dikkat çekti. Faizlerin düşmesiyle birlikte büyümenin ve enflasyonun orta uzun vadede yeniden yükseliş eğilimine girmesi beklenmektedir. Bu durum, altın fiyatlarındaki ana eğilimi yukarı yönlü destekleyebilir.
Gürcan, hükümetlerin artan borç yükü ve bütçe açıklarının altın fiyatları üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Artan enflasyonist beklentiler ve politik riskler, altın fiyatlarını desteklese de bu etkilerin kısmen fiyatlandığı belirtilmektedir. Yüksek borçluluk, küresel bazda enflasyonun pandemi öncesi seviyelerin üzerinde dengelenme olasılığını artırmaktadır.
ABD'de Trump’ın vaatlerinin bütçe açığını artırıcı etkileri olacağı düşünülmektedir. Bu durum, enflasyondan korunma eğilimini öne çıkararak altın fiyatlarını destekleyebilir. Ancak, bu riskin kısmen fiyatlarda olduğu unutulmamalıdır.
Gürcan, Trump’ın yeniden başkan seçilmesiyle birlikte ticaret savaşı ve korumacı politikaların artma riskinin olduğunu belirtti. Bu durum, altın talebini artırabilir. Ayrıca, Trump’ın göreve başlamasıyla birlikte talebin normalleşme ihtimali bulunmaktadır.
Gürcan, küresel çapta önemli merkez bankalarının faiz indirim döngüsüne başladığını hatırlatarak, bu durumun altın fiyatlarında yukarı yönlü bir etki yaratabileceğini kaydetti. Ancak, beklenenden daha sınırlı indirimlerin görülmesi durumunda risklerin aşağı yönlü olabileceği ifade edilmektedir.
Yatırım Finansman Başekenomisti Gürcan, korumacı politikaların ve ticaret savaşına yönelik endişelerin artmasının altına yönelik talebi artırabileceğini değerlendirdi. Ancak, Çin ekonomisindeki yavaşlama eğiliminin derinleşmesi, altın talebini sınırlayabilir.
Kripto para piyasası gibi riskli varlıklara olan talebin artması, altın fiyatlarına yansıyabilir. Portföy oluştururken altının belirli ağırlıklarla taşınması önerilmektedir. Ancak, alternatif yatırım araçlarının popülaritesinin artması, altın yatırımcısının iştahında radikal bir düşüşe yol açmayabilir.