Avusturya’nın önde gelen ekonomik düşünce kuruluşları, ülke ekonomisinde resesyonun bu yıl da devam etmesini beklediklerini bildirdi. Avusturya Ekonomik Araştırma Enstitüsü (Wifo) ve Viyana İleri Araştırmalar Enstitüsü (IHS), 2025-2026 yıllarını kapsayan büyüme tahminlerinde güncelleme yaptı. Bu güncellemeler, ülke ekonomisinin geleceği hakkında önemli ipuçları sunuyor.
Wifo, bu yıl için Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) büyüme tahminini yüzde 0,6’dan yüzde eksiye 0,3’e düşürdü. Bu durum, Avusturya ekonomisinin zayıflığını gözler önüne seriyor. IHS ise 2025’e yönelik GSYH büyüme tahminini yüzde 0,7’den yüzde eksiye 0,2’ye revize etti. 2026'da ise yüzde 1,1 büyüme öngörülüyor.
Bu tahminler, Avusturya ekonomisinin art arda üçüncü yıl da küçülme riski taşıdığını gösteriyor. Ülke GSYH’sı 2023'te yüzde 1 ve 2024'te yüzde 1,2 küçülmüştü. Ekonomik düşünce kuruluşlarının bu tahminleri, ülkenin ekonomik durumu hakkında endişeleri artırıyor.
Enstitüler, Avusturya ekonomisinde devam eden zayıflığın ana nedeni olarak sanayideki durgunluğu gösterdi. Sanayi sektörü, ekonominin belkemiği olarak kabul ediliyor ve bu alandaki sorunlar, genel büyüme üzerinde olumsuz etki yaratıyor. Ayrıca, ABD’nin Avrupa Birliği ihracatına uygulayacağını duyurduğu gümrük vergisi artışının da ekonomiyi olumsuz etkileyeceği belirtildi.
WIFO ekonomistlerinden Marcus Scheiblecker, konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Ülke ekonomisi, İkinci Cumhuriyet dönemindeki en uzun süreli resesyonu 2025 yılı ortalarında aşacaktır. Toparlanmanın hızı öncelikle belirsiz uluslararası ortama bağlı.” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, ekonominin geleceği hakkında belirsizlikleri artırıyor.
Avusturya ekonomisinin karşılaştığı zorluklar, ülkenin büyüme tahminlerini olumsuz etkiliyor. Ekonomik düşünce kuruluşlarının tahminleri gerçekleşirse, ülke ekonomisi ciddi bir daralma sürecine girecek. Bu durum, hem iç hem de dış piyasalarda kaygı yaratıyor.
Gelecek yıllarda Avusturya ekonomisinin toparlanması için uluslararası ortamın stabil hale gelmesi gerekiyor. Ekonomik büyümenin yeniden sağlanabilmesi için gerekli adımların atılması önem taşıyor. Bu süreç, ülkenin ekonomik geleceği açısından kritik bir dönüm noktası olabilir.