6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Ne yaralar sarılabildi ne de bölgede hayat normale döndü. İletişim Başkanlığı’nın hazırladığı bir kitap, yaşanan acı gerçekleri gözler önüne serdi. Kitapta, iktidarın bu süreçteki eksiklikleri ve harcamaları detaylandırıldı.
İletişim Başkanlığı, depremin ikinci yılı için “Asrın Felaketinin 2. Yılı: İnşa ve İhya Çalışmaları” adlı 606 sayfalık bir kitap yayınladı. Bu kitapta, iktidarın bu süre zarfında yaptıkları anlatılmakta ancak daha çok söz verdikleri halde yapamadıkları dikkat çekmektedir. Kitap, dünyadaki büyük depremlerin örnekleriyle başlamakta ve can kaybı sayısı konusunda dahi net rakam verilememektedir.
Kitapta, “...50 binin üzerinde can kaybına...” ifadeleri yer almakta. 606 sayfalık kitabın 164’üncü sayfasında, iktidarın iki yılı boşa geçirdiğini anlatan dikkat çekici ifadeler bulunmaktadır. Bu durum, depremzedelerin yaşadığı zorlukları daha da belirgin hale getirmektedir.
Kitaba göre, konteyner kentlerde şu anda 651 bin 958 kişi yaşamaktadır. Kitapta, “Bugün geldiğimiz noktada 397 konteyner kent ve 212 bin 529 konteyner kurulumu gerçekleştirilmiştir.” denilmektedir. Kurulan konteynerlere 105 bin vantilatör ve 149 bin 305 klima takılmıştır. Ancak bu durum, depremzedelerin yaşam koşullarını iyileştirmekte yeterli olmamaktadır.
Depremzedelerin konteynerlerde yaşaması, acil bir çözüm olarak sunulmakta ancak bu durumun kalıcı bir çözüm olmadığı aşikardır. Kitapta yer alan bilgiler, bu konuda daha fazla adım atılması gerektiğini göstermektedir.
Kitapta, “Büyük bir afetin neden olduğu yıkımı tamir etmek ve yaraları sarmak elbette kolay olmadı” ifadeleri yer almakta. 2023 ve 2024 yıllarında bu amaçla toplam 2.6 trilyon TL, bugünkü kurla 75 milyar dolar tutarında harcama yapıldığı belirtilmektedir. Bu harcamalar, depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılamak için ayrılmıştır.
Ancak, 75 milyar dolar harcandığına göre neden yüzbinler hala konteynerde yaşıyor sorusunun cevabı yok. Bu durum, depremzedelerin yaşadığı zorlukları ve hükümetin bu konudaki yetersizliğini gözler önüne sermektedir. Deprem sonrası yapılan harcamaların etkili bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir.