TCMB’nin faiz artırma kararı, piyasa beklentilerine rağmen önemli sinyaller veriyor. Dış varlıkların azalması ve güçlü iç talep, faizlerin yüksek kalmasına olanak sağlıyor. Bu durum, döviz rezervlerindeki değişimlerin yanı sıra, piyasa ile yapılan döviz işlemlerinin etkisini de gözler önüne seriyor.
TCMB’nin en son açıklanan analitik bilançosuna göre, dış varlıklar 18 Nisan haftasında 0.6 milyar dolar azalmıştır. Bu azalma, bankaların TCMB nezdinde zorunlu karşılık ve teminat depo kapsamında tuttukları dövizlerin azalmasından kaynaklanmaktadır. Bu durum, brüt rezervleri olumsuz etkilemiştir.
Aynı hafta yurtiçi bankalarla yapılan swap hacmi 0.1 milyar dolar artış göstermiştir. Bu artış, net rezervleri sınırlı ölçüde olumlu etkilemiştir. Ayrıca, altın fiyatlarındaki yükselişin net rezervlere 2.2 milyar dolarlık pozitif katkı sağladığı tahmin edilmektedir.
TCMB, 18 Nisan haftasında piyasa ile yaklaşık 4.1 milyar dolarlık döviz satışı gerçekleştirmiştir. Bu satışlar, üst üste beş haftadır devam etmekte ve toplam satış tutarı 49.5 milyar dolara ulaşmıştır. Özellikle 16 Nisan'da yapılan yaklaşık 3.5 milyar dolarlık satış, PPK toplantısının hemen öncesinde gerçekleşmiştir.
Bu yüklü döviz satışı, TCMB’nin sürpriz faiz artış kararında etkili olmuş olabilir. PPK toplantısında, iç talebin güçlü seyrettiği ve üretimin potansiyelin üzerinde olabileceği değerlendirilmiştir. Bu durum, faiz oranlarının yüksek kalmasına olanak tanımaktadır.
İç talep, ilk çeyrekte güçlü bir seyir izlemektedir. TCMB, PPK toplantı özetinde, “Öncü veriler yurt içi talebin ilk çeyrekte ivme kaybetmekle birlikte öngörülenin üzerinde seyrettiğini” belirtmiştir. Bu durum, enflasyonu düşürücü etkisinin azaldığını göstermektedir.
Nisan ayına ilişkin kredi kartı harcamaları da belirgin bir yavaşlama sinyali vermemektedir. Bu güçlü iç talep görünümü, TCMB’nin politika faizini daha uzun süre yüksek seviyelerde tutmasına olanak sağlamaktadır.
TCMB, PPK sonrasında sınırlı miktarda yüzde 46 faizle bankaları fonlamaya başlamıştır. Ancak, piyasadaki tüm TL likidite ihtiyacını bu yolla karşılamamaktadır. PPK’dan sonraki ilk gün açılan repo ihalesinin miktarı, ikinci ve üçüncü günlerde düşürülmüştür.
Bu nedenle kısa vadeli faizler PPK sonrasında yüzde 49’a kadar yükselmiştir. TCMB’nin fonlamayı sınırlı tutmasının temel nedeni, piyasayı döviz satışına teşvik etmek olarak değerlendirilmektedir. Eğer TCMB döviz alışına başlayamazsa, TL likiditesi sıkışık kalacak ve faiz oranları yüksek kalmaya devam edecektir.