1960’lı yılların başında Los Angeles’ta, Cher ve Warren Beatty’nin karşılaşması, gençlik ve aşkın büyüsünü yansıtan bir hikaye olarak hafızalarda yer etti. Cher, 15 yaşında bir kız olarak, disiplinsizlik nedeniyle okuldan uzaklaştırılmıştır. O yıl Sunset Bulvarı’nda yaşanan olay, Hollywood’un ikonik isimlerinden biriyle tanışmasına vesile olmuştur.
Olay, 1961 yılında Los Angeles’ın ünlü Sunset Bulvarı’nda geçmektedir. Cher, annesinin Cadillac arabasını büyük bulmakta ve ablasının Buick Skylark’ını kullanarak yola çıkmaktadır. 12 yaşından beri araba kullanmasına rağmen henüz ehliyeti yoktur. Bu durum, onun için bir özgürlük arayışıdır.
Sunset Bulvarı’nda ilerlerken, üstü açık bir Lincoln arabası hızla yanından geçer. Cher, bu duruma öfkelenerek arabadan inip sürücüyü durdurur. Direksiyonda oturan genç adam, Warren Beatty’dir. Bu karşılaşma, Cher’in hayatında unutulmaz bir anı olarak kalacaktır.
Warren Beatty, sakin bir tavırla arabadan iner ve Cher’in karşısına geçer. Gözlüklerini çıkardığında, Cher’in nutku tutulur. Genç kız, şaşkınlıkla “Acaba bir sigaranız var mı?” diye sorar. Beatty, gülümseyerek “Sigaram yok ama hemen köşedeki dükkândan alıp gelebilirim” der.
Bu tanışma, Cher’in hayatında önemli bir dönüm noktasıdır. Beatty, o dönemin en popüler aktörlerinden biridir ve Cher, onunla birlikte olmanın heyecanını yaşamaktadır. İkili arasında başlayan bu diyalog, genç kızın kalbinde bir kıvılcım yaratır.
Warren Beatty, Cher’e “Pekâlâ Cher, birlikte bir şey yiyelim mi?” diye sorar. Cher, annesinin izin saatinin yaklaşmakta olduğunu düşünerek tereddüt eder. Ancak karşısında ünlü bir aktör durmaktadır. Sonunda, “Tabi olabilir” der ve Beatty’nin evine gitmeyi kabul eder.
Beverly Hills’deki büyük beyaz evde, Cher ve Warren birlikte vakit geçirirler. Beatty, kraker ve peynir hazırlar. Cher, bu anların ilginçleştiğini düşünürken, Beatty’nin ona havuzda yüzmeyi teklif etmesiyle olaylar gelişir. Ancak Cher’in mayosu yoktur, bu nedenle Beatty, Natalie Wood’un mayosunu getirir.
Cher, o geceyi tek cümleyle özetler: “Birlikte harika bir zaman geçirdik…” Bu sözler, Cher’in Warren Beatty ile geçirdiği o özel anların büyüsünü yansıtır. Gece sonunda, Cher sabaha karşı evine döner ve annesi onu beklemektedir.
Ertesi sabah, Warren Beatty Cher’i arar ve “Bu gece yemeğe çıkalım mı?” diye sorar. Cher, annesinin izni olmadığını belirtir. Beatty, “Öyleyse anneni ver, onunla ben konuşayım” der. Bu durum, Cher’in annesiyle olan ilişkisini de etkiler.
Cher, Warren Beatty ile olan ilişkisini şöyle anlatır: “Annem ısrarla onu Warren Beatty ile tanıştırmamı istedi.” Cher, Beatty ile olan ilişkisini bitirdikten sonra, onunla arkadaş kalmayı başarmıştır. Bu durum, Cher’in hayatında önemli bir yer tutar.
Sonrasında, Cher ve Warren Beatty, iki defa daha buluşmuşlardır. Cher, bu anıları hatırlarken, “Güzel bir ilişkiyi bitirmek bir sanatmış” der. Bu sözler, onun deneyimlerinden yola çıkarak, ilişkilerin nasıl sonlandırılabileceğine dair bir bakış açısı sunar.
Cher, Warren Beatty ile olan anılarını “Cher: The Memoir” adlı kitabında paylaşmıştır. Bu kitap, onun hayatındaki önemli anları ve Hollywood’un büyülü dünyasını gözler önüne serer. Cher, 18 yaşında “I Got You Babe” şarkısını çıkardığında, o anıların etkisi hala tazedir.
Geriye dönüp baktığında, Cher, “Bir daha bu dünyaya gelirsem bunu hatırlayacağım” der. Bu sözler, onun yaşamındaki deneyimlerin ve anıların değerini vurgular. Cher ve Warren Beatty’nin hikayesi, gençlik aşkının ve Hollywood’un büyüsünün bir yansıması olarak hafızalarda kalacaktır.